Uludağ Milli Parkı Basın Açıklaması

14 Aralık 2022 Çarşamba 12:00
Uludağ Milli Parkı Basın Açıklaması

BASIN AÇIKLAMASI Uludağ Milli Parkının 2040 Ha’lık kısmının milli park statüsünden çıkarılmak sureti ile Uludağ Alan Başkanlığına devredilmesine yönel...

BASIN AÇIKLAMASI

Uludağ Milli Parkının 2040 Ha’lık kısmının milli park statüsünden çıkarılmak sureti ile Uludağ Alan Başkanlığına devredilmesine yönelik yasa tasarısının, Kültür ve Turizm Bakanlığı eliyle hazırlandığı, TBMM Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu’nda görüşüldüğü, yakın bir zamanda da Genel Kurul gündemine alınarak kanunlaşacağı bilgisi basın, yayın ve kamuoyu tarafından ifade edilmektedir.

Ülkemizde ilan edilen 5. milli park olan Uludağ Milli Parkı, barındırdığı kaynak değerleri ile ülkemizin nadide ekosistemlerinden biri olmakla birlikte, emektar doğa korumacılarımızın göz nurudur.

Uludağ Milli Parkının sahip olduğu ekosistemin neredeyse tamamı karasal ekosistem niteliğinde olmakla birlikte içilebilir su kaynaklarını barındıran önemli bir su toplama biriktirme havzasıdır. Uludağ alan başkanlığına devredilmek istenen alanın nerede ise tamamı orman vasfında ve mülkiyetinde olup, aynı zamanda Avrupa-Sibirya, İran-Turan ve Akdeniz olmak üzere 3 farklı fitocoğrafik bölgenin kesiştiği karakteristik flora unsurlarını barındırmaktadır. Avrupa Birliğinin kabul ettiği EUNİS Habitat sınıflamasına göre 17 farklı habitat sınıfı dâhilinde, 83 âdeti endemik, 309 farklı bitki türüne ev sahipliği yapmaktadır. Barındırdığı fauna unsurları itibari ile de ülkemizin eşsiz biyoçeşitlilik alanlarından biridir.

Söz konusu kanun tasarısı ve gerekçeleri incelendiğinde, yetki ve sorumluluk sahibi bakanlıklar ve kurumlar arasında yetki çatışmasına bağlı olarak verimli ve etkin bir yönetimin bulunmadığı, biriken sorunların çözümü için Uludağ Alan Başkanlığı eliyle yönetiminin önerildiği görülmektedir.

Durum gerçekte böyle midir?

1961 yılında ilan edilerek, ülkemizin en güzide ve köklü kurumlarından biri olan DKMP-GM eliyle yönetilmek sureti ile bu eşsiz doğa parçası korunarak günümüze kadar gelmiştir. Her ne kadar Milli Park yönetiminde en temel unsur koruma olsa da aynı zamanda yanı başında bulunan büyük metropollerin artan rekrasyonel ihtiyaçlarını karşılamak gayesi ile çok önemli yatırımlara da imza atılmıştır.

Uludağ Milli Parkının 2. Gelişim bölgesinin 1986 yılında Turizm alanı olarak ilan edilmesinin ardından kış turizmine yönelik fonksiyonu da öne çıkmış bu çerçevede yasal hiçbir engel olmamasına rağmen Kültür ve Turizm Bakanlığının kayda değer bir yatırımı bulunmamaktadır. Keza son 20 yılda DKMP-GM tarafından, alanın fonksiyonel kullanımına yönelik çeşitli ve çok sayıda yatırımlar gerçekleştirilmiş olup, toplam bütçesi 1 milyar TL nin üzerindedir. Yine aynı alan içerisinde ilan edilen doğal sit alanlarını yöneten kurumlarca da kayda değer bir yatırım yapılmadığı gibi yönetimi güçlendiren, hizmeti çeşitlendiren, çözümlerde sunulmamıştır.

Uludağ Milli Parkına 3 saat mesafede yaşayan yaklaşık 30 milyon vatandaşımızın artan ve çeşitlenen taleplerine sınırlı imkânları ile çözüm üreten, tüm yükü 61 yıldır çeken DKMP-GM, milli park statüsü kaldırılmak suretiyle yetkisizleştirilirken, alanda bulunan diğer statülerin korunuyor olmasının izahı yoktur. Kamu vicdanında da karşılığı bulunmamaktadır. İnanç ve kültürel değerlerimiz, “eşsiz olanı” öncelikle korumayı öğütler. Tarihimiz ve kültürel mirasımıza bakıldığında onlarca örneğini görürüz.

Doğa Koruma açısından dünyaca kabul görmüş en işlevsel statü, Milli Park statüsü olup, marka niteliğinde ki bu statünün Dünyada ki en iyi örneklerine, Türk doğa korumacıları ve ormancıları imza atmıştır. Ülke olarak tarafı olduğumuz uluslararası sözleşmeler açısında da en muteber koruma statüsü Milli Park statüsüdür. Dünyanın hiçbir yerinde Alan Başkanlığı adında bir korunan alan statüsü olmadığı gibi tarafı olduğumuz ilgili uluslararası sözleşmeler açısından da yasa tasarısının hukuk ve meşruiyet zemini bulunmamaktadır. Uludağ’ın Kış turizmini öncelikleyen bir anlayışla yönetimi, Uludağ’ın marka değerini düşüreceği gibi murat edilen etkin ve daha nitelikli yönetim hedefini de imkânsız kılacaktır. Meslek odası olarak, toptancı bir kabul yada reddiye anlayışı içinde olmamayı tercih ediyoruz.

Elbette kamuoyunun hemfikir olduğu eksikler ve sorunların çözümü için bir kısım adımların atılmasını da uygun buluyoruz. Siyasi iradenin çözüm üretme refleks ve fiillerini de saygı ile karşılıyoruz. 20 yıllık Ak Parti hükümetlerinde kangiren olmuş onlarca problemin doğru yaklaşımlarla sorun olmaktan çıktığına, dün de bugün de yönetim olarak şahitlik ediyoruz. Çözüm olarak; Uludağ’ın milli park statüsünün korunmasını, DKMP-GM nün personel ihtiyacının acilen giderilmesini, imkan ve kabiliyetlerinin artırılmasını, farklı Bakanlık ve kurumlara verilen yetkilerden doğan eşgüdüm sorununun, onarıcı kanun düzenlemeleri yolu ile giderilmesini, otoritenin, dünyada olduğu gibi ülkemizde de başarılı örnekleri olan deneyim ve yönetsel kültüre sahip kurumlara bırakılmasını, öneriyoruz.

Osmanlıya, yüzlerce kültür mirasına Başkentlik yapmış Bursa’nın, kendisi kadar nadide Uludağ Milli Parkının, uluslararası kabul görmüş olan korunan alan statüsünün sürdürülmesini, 1958 yılından beri ülkemizin nadir ekosistemlerinin tespitinde, korunmasında ve yönetiminde görev almış, zaman zarfında eşsiz birikim ve deneyim elde etmiş DKMP-GM eliyle yönetilmesi gerektiğini düşünüyor;

Kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz.

Haberler-2022/6