-
Türkiye’nin akciğerleri olan ormanlarımız, bu yaz yine alevlerle sınanıyor. Ülkemizin dört bir yanında, henüz yazın başında, Haziran ayında bile geniş alanları etkisi altına alan orman yangınları, hepimizin içini yakıyor.
Öncelikle bu felaketlerden etkilenen Aziz Milletimize geçmiş olsun dileklerimi iletiyor; canını ortaya koyarak alevlerle savaşan ateş savaşçısı meslektaşlarıma, ormancılara, işçi ve memurlarımıza ve devletimizin, milletimizin bu mücadeleye katkı veren tüm bireylerine gönülden teşekkür ediyorum. Yeşil Vatan’ın savunmasında şehit düşen iki kahraman vatan evladımıza Rabbim’den rahmet, kederli ailelerine başsağlığı ve sabırlar diliyorum.
⸻
Son günlerde kamuoyunda sıkça sorulan ve büyük bir endişeyi yansıtan bir soruya açıklık getirmekte fayda var:
“Bu kadar çok yangın neden çıkıyor?”
Bu soruya yanıt ararken, bazı gerçekleri ve sorumlulukları doğru zeminde konuşmamız gerekiyor.
Öncelikle şunu açıkça belirtmem gerekir ki: Devletimizin istihbarat ve güvenlik birimleri yangınların terör kaynaklı olduğuna dair resmi bir açıklama yapmadıkça, ne bizim ne de başka bir kişinin, kurumun yangınların terör bağlantılı olduğu yönünde spekülasyon yapması doğru değildir. Şu ana kadar bu yönde herhangi bir resmi açıklama yapılmamıştır. Dolayısıyla bu konudaki spekülasyonlar kamuoyunu yanıltır, gerçek nedenleri gölgelemiş olur.
⸻
Küresel Isınma, İklim Krizi ve İnsanın Etkisi
Bu sorunun cevabı, son yıllarda giderek daha sert yüzünü gösteren küresel ısınma ve iklim değişikliği gerçeğinde yatıyor.
• Son yıllarda, dünyanın her yerinde olduğu gibi Türkiye’de de mevsim normallerinin üzerinde sıcaklıklar yaşanıyor.
• 2025 Haziran ayına dair meteorolojik veriler, geçtiğimiz yıllarla kıyaslandığında ciddi bir sıcaklık artışını işaret ediyor. İlgili genel müdürlük bu verileri istatistiksel olarak yakında kamuoyuyla paylaşacaktır.
İklim değişikliği, sıcaklığı ve kuraklığı artırıyor. Ancak mesele yalnızca sıcaklık değil. İşin en acı boyutu şudur:
Türkiye’de çıkan orman yangınlarının %90’ının insan kaynaklı olmasıdır.
Bu veri, yıllardır yapılan istatistiksel çalışmalarla ortaya konulmuş somut bir gerçektir. Geriye kalan %10’luk bölüm ise yıldırım düşmesi gibi doğal nedenlere dayanıyor.
Demek ki; yüksek sıcaklık, düşük nem, rüzgâr gibi meteorolojik faktörler yangının büyümesini hızlandırıyor ancak yangının çıkış nedeni çoğu zaman insan hatasıdır.
• Anız yakmak
• Piknik ateşi
• Sigara izmariti
• Cam kırıkları gibi mercek etkisi
• Elektrik iletim hatalarından çıkan kıvılcımlar
• Kasıtlı çıkarılan yangınlar (henüz bu yıl ki yangınlar için terör bağlantılı olduğu doğrulanmamıştır)
İşte tüm bu insan kaynaklı etkenler, sıcak ve kurak hava koşullarıyla birleşince acı bir tabloyu karşımıza çıkarıyor.
Bu yüzden toplum olarak üzerimize düşen sorumluluk büyüktür. Ormanlara, doğaya, ekosisteme olan saygımızın en yüksek düzeye çıkması gerekiyor. Devletin tüm kurumlarının, basın-yayın organlarının ve sivil toplum kuruluşlarının da bu konuda kamuoyunu bilinçlendirme görevini bihakkın yerine getirmesi şarttır. Aziz Milletimizin de bu meselede hassasiyetini zirveye taşıması Yeşil Vatan’ımızı korumanın en önemli anahtarıdır.
⸻
Orman yangınları tartışılırken sıkça gündeme gelen bir başka konu da şu:
“Hava gücümüz yeterli mi?”
Bu konuya dair bazı yanlış algıların düzeltilmesi gerekir.
Orman Genel Müdürlüğü, Cumhuriyet tarihinin en güçlü hava filosuna sahiptir.
• 105 helikopter
• 28 uçak
• 14 İHA
Bu rakamlar, Türkiye’yi dünyada orman yangınlarıyla mücadelede en güçlü hava filosuna sahip ülkelerden biri haline getirmiştir. Kamuoyunda kimi zaman dile getirilen “hava araçları yetersiz” görüşü doğru değildir.
Ancak burada çok önemli bir gerçek var:
Orman yangınlarını uçak ya da helikopter değil, kara ekipleri söndürür.
Hava araçları, yangına ilk müdahale aracıdır. Yangın ilk çıktığında, kara ekipleri alana ulaşmadan önce suyu hızla yangının üzerine döker ve yangının büyümesini geciktirir. Ancak eğer yangın tepe yangını dediğimiz aşamaya, yani kor alev/ateş haline dönüşmüşse, üzerine ne kadar su dökerseniz dökün, söndürmek neredeyse imkânsızdır.
Bu aşamaya gelmiş bir yangını söndürmenin ana yolu, yangının rüzgârla ulaşabileceği alanları önceden belirleyip, o bölgelerde ön kesme hatları (traşlamalar) oluşturmak ve gerekirse karşı ateş yöntemiyle yangını yangınla durdurmaktır. Yani yangına yangınla set çekmektir.
Bu nedenle dünyanın en büyük hava filosuna sahip olsanız bile, yangının gerçek kahramanları kara ekipleri ve insan gücüdür.
• Arazözler
• Greyderler
• İş makineleri
• Su tankerleri
• Ateş savaşçısı ormancılar, mühendisler ve işçiler
Son yıllarda Orman Genel Müdürlüğü, ciddi oranda insan kaynağı takviyesi yapmış olsa da hâlâ işçi, memur ve mühendis kadrolarında önemli bir insan kaynağı açığı mevcuttur.
Belki de artık düşünmemiz gereken şudur:
Yeni hava filosu yatırımı yerine, insan kaynağının artırılması, çıkan yangınların daha küçük alanlarda ve daha kısa sürede kontrol altına alınmasını sağlayacaktır.
Bu gerçek, kamuoyunda bazen yanlış şekilde ifade edilen “ne kadar çok uçak alırsak o kadar iyi” anlayışını da düzeltmek açısından önemlidir.
⸻
Yangınlar konuşulurken kamuoyunda genellikle sadece orman yangınları gündeme gelir. Oysa ülkemizde yangınları üç ana başlıkta ele almak gerekir:
1. Yerleşim alanı yangınları
2. Kırsal alan yangınları
3. Orman yangınları
Türkiye yüzölçümünün yaklaşık:
• %30’u orman
• %10’u yerleşim alanı
• %60’ı kırsal alan
Türkiye’de yangınların sorumluluk alanları mevzuatla belirlenmiştir. Yerleşim alanı ve kırsal alan yangınlarından öncelikle belediyeler sorumludur. Ancak belediye itfaiyeleri, kırsal yangınlarla mücadelede:
• Hem kapasite
• Hem ekipman
• Hem eğitim
bakımından çoğu zaman yetersiz kalmaktadır.
Sonuç olarak yangın kültürünü ve yangın yönetimini en iyi bilen kurum olan Orman Genel Müdürlüğü, kırsal alan yangınlarında da görev almak zorunda kalmaktadır.
Bu durum önemli bir sorunu doğuruyor:
Orman Genel Müdürlüğü’nün asli görevi %30’luk orman alanlarını yönetmek iken, uygulamada ülkenin %90’ına yakın bir coğrafyada mücadele yükü omuzlarına binmektedir.
Bu geniş yük, doğal olarak kurumun hem insan kaynağı hem ekipman kapasitesi üzerinde ciddi baskı oluşturmaktadır. Özellikle kırsal alan yangınları ve yerleşim alanı yangınları öncelikli olarak can ve mal güvenliği açısından öne çıkarıldığından, orman yangınları zaman zaman ikinci plana itilmektedir.
İşin düşündürücü yanı şudur:
Belediyeler, kırsal yangınlarda yeterli mücadeleyi verememelerine rağmen kamuoyunda pek eleştirilmezken; Orman Genel Müdürlüğü haksız şekilde, sanki görevini eksik yapıyormuş gibi algıların hedefi olmaktadır.
Bu durum, büyük bir adaletsizliktir. Yeşil Vatan için canını ortaya koyan ormancılar, çoğu zaman dağların ardında, karınca misali büyük fedakârlıklar gösterir. Ne var ki bu fedakârlıklar kamuoyunda yeterince konuşulmaz, görünmez.
⸻
Orman Genel Müdürlüğü’nün orman yangınlarıyla mücadele konusunda:
• Hava filosu yeterlidir. Hatta fazladır diyebiliriz.
• Kara ekipmanı (makine, araç gereç) yeterlidir.
• Ancak insan kaynağı ihtiyacı hâlâ vardır.
Teknik olarak yangınla mücadelede bir eksiklikten söz etmek mümkün değildir. Ancak ciddi bir eksiklik, kamuoyunu doğru bilgilendirme ve kurum algısı oluşturma konusundadır.
Ormancılık mesleği;
• Yeşil Vatan’ın savunulmasında 150’ye yakın şehit vermiştir.
• Dağların ardında, karınca misali destanlar yazmıştır.
• Türkiye’nin orman varlığını hem alansal hem miktarsal olarak artırmıştır.
Bu büyük başarılar ve destansı hikâyeler maalesef kamuoyunda yeterince gündeme taşınmamaktadır. Ayrıca ormancılık çalışanlarının sosyal ve ekonomik konulardaki haklı talepleri de kamuoyunda yüksek sesle dile getirilememektedir. Bu durum, çalışanların moral ve motivasyonunu olumsuz etkilemektedir.
⸻
Türkiye, iklim değişikliği ve küresel ısınma çağında yangın riskinin sürekli arttığı bir döneme girmiştir. Artık mesele sadece yangın söndürmek değil, yangını önlemek, toplumsal bilinci yükseltmek ve insan kaynağını güçlendirmektir.
• Daha çok uçak değil, daha çok insan gücü
• Daha fazla sosyal bilinç
• Daha güçlü kurum algısı
Orman Genel Müdürlüğü’nde bir mücadele eksikliği yoktur. Eksik olan, yapılanları kamuoyuna anlatma gücüdür.
Yeşil Vatan hepimizin…
Onu korumak, hepimizin en kutsal vazifesidir.
⸻
Hasan Türkyılmaz
Orman Mühendisleri Odası Genel Başkanı